24 Aralık 2009 Perşembe

TANRI’NIN ŞARKISI

TANRI’NIN ŞARKISI

Hadi dinle

Yaşamın sesi
Yaşamın nefeslerinde
Sen bilsen de bilmesen de
Bak
Dans ediyor bütün bir Evren seninle
Fırtınalar
Sende esmekte
Alemler
Sende başlamakta bitmekte
Kördüğümlerin hepsi
Sen çözesin diye sende düğümlenmekte.
Tıpkı bir ağacın dalında ki
Yaprak gibi titreşmektesin
Ve
Atomun yörüngesi gibi
Bir bedende dönmektesin
Döndükçe ve titreştikçe
Doğmaktasın
Bir Bilinmeyene.

Belki bitmeyen
Terennüm edildikçe
Kendi mükemmelliğine evrilen bir şarkısın.
Belki de Sonsuz Bir Notasın.
Sonsuzluk duyacak seni –kendinden-
Öyleyse
Ses vermelisin Var’lığına
Ve
Ruhunda Duruşunla
Sonsuzluğa
Bir senfoninin içinden.

Sırası ilk defa
Ve son defa
Kendisine gelmiş gibi titremelisin
Ki
Evrende ki tüm Can’lar duysun
-senin çılgın şarkını-
Ve muhteşem dansını
Yaşamda eylediklerinle
Ve NEŞE’den ürettiğin
-Kendinle-

Çal öyleyse sende notanı
Duyacaksındır elbette bir gün
Diğer notaların güzelliğini
Ki sen duydukça diğerlerini
Onlarda
Duyacak olanlardır senin Ses’ini
İşte
-Evet- dediğinde yaşama
El verdiğinde Canlı Ol’Ana
Ve
Üfleyebildiğinde
Ruhun Nefesini
Yaşamına
Ve
Yaşamdan, ruhunca keyif alabildiğinde
Sonsuza doğacaksın sende
Evrenin Senfonisinde.

Hadi dinle artık sen, seni
Kendince
Biliyorsun ki
Sen de
Evrenin kalbindesin
Ve
Sonsuz Bir NOTA’sın
Tanrı’nın Şarkısı’nda.

Nilgün Nart
12.12.2009 İstanbul

8 Kasım 2009 Pazar

SONSUZUN DERGAHI

SONSUZUN DERGAHI

Bir kahve içimlik uğramıştım
Gönül Dergahına
Hasretle kucaklaştığımızda
Ne sen kalmıştın
Ne de ben
O An’ın gerçeğinde
Sıradan bir sohbetti bizimkisi
40 yıllık iki dostun karşılaşması
40 yıllık bir kahvenin ardından
40 yıllık bir armağan gibiydin.

Sonsuzlukta kucaklaştık
Sonsuzluk ve Hiçlik Ol’arak
Birbirimizle

Ah Ben’im Gül Dostum
Nerelerdeydin sen bunca zamandır.
Biliyorum
Biliyorum Dostum
Sen hep Şimdi ve Burada
Gönül Dergahındaydın da
Ben derelerden tepelerden
Kırkları kırk yararak
Kaf dağlarından aşarak geliyordum
Kahvemi içmeye
Ah Dostum
Ol’mayan dünya derdinden
Aslolan hasretinden özleminden
Yırtık pırtık Ol’du
Var Ol’duğunu sandığım postum
Şükür ki bitti
Doldu vakit
Hadi koy kahvemizi içelim yine
Gül Dostum.
Bu son sefer
Sonsuz Dostluğa Ol’sun İnşAllah
Biz ki bundan böyle
Sonsuzun Dergahındayız
O’ndan agah Ol’anlardanız
Gül Dostların
Yüreğinde değer Bulanlarız.
Biz
Ol’Anlarız.

Nilgün Nart 06.11.2009

29 Eylül 2009 Salı

KIRK YAMALI BOHÇA

KIRK YAMALI BOHÇA

Bir bohçam var
Kırk yamalı
Kırkında da kırk yama
Açtım
Topladım
Açtım
Her bir açılışta
Etrafa saçılan Ben’im
Paramparça
Başka başka benlerim
Var gör ki
Toplayanda Ben’im
Son demlerde başka Bir Ben’im
Bohçama
Kırkı kırk yerde
Ol’An
Kırk kere
Kırk yama atıyorum

Ahh Gönlüm Ah
Bohça gibi kırk göz Ol’dun
Göz gibi güz Ol’dun
Vakit doldu da
Ne idin ki
Sen Ne Ol’dun?

Şimdi Burada
Ne isem
Ol’makta Ol’Anın
Kaderi kendinde saklı
OL’ANIM

Nilgün Nart

1 Ağustos 2009 Cumartesi

YAŞAMAK

Yaşamak

Tek derdin yaşamak Ol’sun.
Sade ve sadece YAŞAMAK
Yaşamak bilinmez bir muamma
-Nasılı- ise Bir bulmaca,
Bilirsen ve bulursan
Ki Ne ASAN
O da Birlikte
Hazinesini Bilmekte
Ol’An
Bir nefes Özgürlük gibi
Yaşamak
Sakınmadan
Çekinmeden
Utanmadan
Hayatı, yaşamak Ol’sun tek derdin
Hissetmek
Ol’manın nabzında yaşamın nefeslerini
Damarlarından akarken
Hisset çılgın coşkunun ritimlerini
Var Ol’manın dayanılmaz Güzelliğini
Varlıktan görebildiğin Yok Ol’Anın
NEŞESİNİ
Yaşamak olmalı tek derdin
Herkese
Ve her şeye rağmen sonsuzlukmuş gibi
Hiçbir zaman, hiçbir yerde sınıra varamayan
Ama yine de menzili Ol’An
Ve 12 den vuran
Bir OK gibi
Yaşamak Ol’malı derdin
Ya dertlerin yaşar sende
Ya da
Yaşamaksa tüm derdin
Sen yaşarsın her şey de

Yaşam Ol’An,
Görmen için tam Şimdi Burada
Her gün bıkıp usanmadan
Doğan güneşe
Topraktan baş veren filize
Rengarenk açan çiçeğe
Meyve veren ağaca
Ayın ışımasına
Yıldızların ihtişamına
Ve her daim görünüşe çıkan O’na

Şükürler Ol’sun
Tek derdimiz Yaşamak Ol’sun

Nilgün Nart

***************
YAŞAM USTASI (EVRENSEL VAROLUŞ - USTA serisinden)
http://evrenselinsan.blogspot.com/